Kitaptan dikkatimi çeken ve vurgulamak istediklerim:
Sınırlı kafalar sadece başkalarının
sınırlı olabileceğini kabul eder.
Bir insan, demircilik yapmak
için ne kadar özel hazırlanırsa hazırlansın, önce çıraklık yapmadan demirci
olamaz, bir filonun hızı, en ağır giden geminin hızıdır.
Duygular, hayatın kendi
boşluğu içinde dolaşan hislerdir.
Fikirlerin de, elbiselerin
gibi hazırdı; Ne kendin için düşünüyor, ne de kendin için hareket ediyordun.
Eğer yol aldıkça halsiz
düşüp tökezleyen cılız bir aşk değilse, o yolundan çıkmaz.
Hayat umulmadık andaki değişimleriyle
var ya da yok eder insanı. Öylesine sürprizlerle doludur ki sırtındaki küfeyi
alır kiminden, elmasları yükler taş yerine kimine.
En yorgun nehirler bile bir yerde denizle birleşirler.