İngilizce’de ‘ücret’ anlamına gelen salary ile İtalyanca, İspanyolca ve Portekizce dillerindeki salario sözcüğünün ‘tuz’ anlamına gelmesinin hikayesini biliyor muydunuz? Bu konuda Dursun Ali Yaz’ın Antik Çağdan Geleceğe Para kitabından öğrendiklerimi içeren bir özet hazırladım.
Paranın kuluçka evresi olan trampa modelinin başlıca kalemlerinden biri de tuzdu. Altın açısından zengin olduğu bilinen Afrika kıtası, tuz bakımından fakirdi. En yakın tuz kaynağı 1.800 kilometre uzaktaki Avrupa kıtasındaydı.
Tuz deyip geçmeyin çünkü tuz; hava, su ve
yiyecekten sonra gelen en hayati üründür. Tuzu çıkarıp Akdeniz’i geçerek Afrika
limanlarına getirmek kolaydı ama daha aşağılara inmek ölümcül derecede
riskliydi.
Tüccarların bulduğu çözüm yolu ise çok
ilginçti. Her tacir, sahil kenarına dizilmiş tuzunu işaretlerdi. Ardından büyük
bir yaya ordusu kurup, tuz bloklarını elden ele aktararak önceden belirlenmiş
noktaya taşır ve yarım günlük yolculukla geri çekilirlerdi.
Özellikle Sudan halkı için tuz, altından
değerliydi. İşte İngilizce’de ‘ücret’ anlamına gelen salary ile İtalyanca,
İspanyolca ve Portekizce dillerindeki salario sözcüğünün ‘tuz’ anlamına gelmesi
tuzun trampa dönemdeki kıymetiyle ilgilidir.
Antik Çağdan Geleceğe Para ile paranın iktidar ilişkilerine, mitlere, toplumsal hayatın örgütlenme biçimlerine uzanan etkilerini görmek, çoğu yerde küçük anekdotlar biçimde anlatılan hadiselere şahitlik etmek gerçek bir okuma zevki veriyor.